Cazibe Hanımın Gündüz Düşleri Film Analizi

Yazan : Ümran Coşkun
Tarih : 22 Ağu, 2024

Cazibe Hanımın Gündüz Düşleri filmi; İrfan Çözüm’ün yönetmenliğini yaptığı, başrollerini Hale Soygazi, Uğur Polat ve Macit Koper’in paylaştığı, Imdb puanı 6,1 olan 1992 yapımı bir sinema filmidir.  

Cazibe Hanımın Gündüz Düşleri, Psikolojik ve Dram ağırlıklı bir filmdir. İstanbul’un kenar mahallesinde geçmektedir. Ele aldığı konu, konuya bakış açısı ve yaklaşımı da bir o kadar etkileyicidir. Pek çok ödül alan film Türk sinemasının önemli filmlerindendir.

Psikoanalitik kurama göre “Cazibe Hanımın Gündüz Düşleri” filmini okuyacak olursak. 

Psikoanalitik kuram, Bireyin davranışların temelinin bilinçdışından başlatıldığını savunur. Psikanaliz kavramı Sigmund Freud tarafından oluşturulmuş bir kavramdır. Psykhe (ruh) ve analysis (çözümleme) kelimelerinden oluşur. Ruh çözümlemesi anlamına gelmektedir. Kişiliğin gelişimi ve bu gelişim evrelerini inceleyerek insanı anlamaya çalışır. 

Bu gelişim evreleri;

  • Topografik kuram (Bilinç, Bilinçöncesi, Bilinçdışı)
  • Yapısal Kuram (Id, Ego, Süperego)
  • Psikoseksüel kuram (doğumdan itibaren ilk beş yılın çok önemli olduğunu ve kişilik özelliklerinin temeli olduğunu belirterek, bu dönemi oral, anal, fallik, latent ve genital olmak üzere beş dönemde inceler.)

Olmak üzere üçe ayrılır.

Bu bakış açısı ile filme okumaya başlayalım ama önce biraz filmin konusundan bahsedelim.

Cazibe, otuzlu yaşlarının sonlarında hiç evlenmemiş annesi Füruzan hanım ve ona gizli bir aşkla bağlı dayısı Behçet ile birlikte yaşamaktaktadır. Cazibe, yaşına rağmen hala annesinin kontrolünde yaşayan bir  kadındır. Annesi Cazibe’ye baskı yapan, cinselliğin kötü bir şey olduğunu söyleyen, esnafın da kendisinden yararlanabileceğini sürekli hatırlatan toplumun baskıcı tarafını bize göstermektedir. Bu baskıcı anne Cazibe’nin iç sesi olarak da ortaya çıkmış (süperego) ve sürekli kendini sıkışmış hissetmesine sebep olmuştur. Ayrıca annesi cinselliğin sadece evlilikle meşru kazandığını başka türlü ahlaksızca olduğunu Cazibe’ye her fırsatta dile getirmesi Cazibe’nin cinsel dürtülerini bastırmasına sebep olmuştur. (Bilinçdışı/Id) Konu erkekler olunca sert bir dille cinselliği sorgulayan Füruzan hanım ölen eşi hakkında ise son derece şehvetli sözler söylemektedir. Cazibe annesinin tavırlarıyla sadece evlenerek cinselliğin yaşanabileceğini dogru olarak kabul etmektedir. 

Bu nedenle ölen babasının fotografının camını değiştirme bahanesi ile sürekli evlenebileceği bir erkek aramak için mahallede dolaşmaya başlar. Aslında hayatında üç erkek vardır. Biri babası, biri birlikte yaşadığı dayısı ve diğeri hayallerinde yaşattığı lise arkadaşı Kürşat.

Film’deki dayı karakteri Behçet, Cazibe’ye ilgi duymaktadır. Hem odasında Cazibe’nin fotoğrafı vardır hem de sarhoşken eve geldiği ve Cazibe’nin onun üstünü değiştirdiği sahnede Cazibe’ye dokunuşu dayısının ondan ne kadar hoslandığını izleyiciye aktarır. Burada da bir ensest durumla karşılaşırız. Ayrıca hem anne hem dayı Cazibe’yi evlendirmemek için  eve gelen tüm kısmetleri geri çevirirler. Bu aslında Cazibe’yi düşündükleri için değil kendi bencilliklerindendir. 

Cazibe konuşabileceği herhangi bir kişi olmadığı için kendisine lisede hayal kurma yarışmasında en iyi hayali kurduğu için kazandığı bir projeksiyon cihazı ile evin karanlık bir odasında hayatını sürdürmektedir. Kendisini var ettiği yer olan bu karanlık odada lise aşkı Kürşat ile ilgili hayaller kurmaktadır. Bu hayallere slayt makinesindeki istanbul fotografları eşlik eder. Bu fotoğraflara bakıp o mekanlarda Kürşat ile aşk yaşadığını ve bastırılmış cinselliğini yaşamak istediği her türlü hayali kurar. 

Ve bu hayallere sürekli sallandığı bir sandalye de eşlik  etmektedir. (Bu sallanan sandalye çocukluğuna ait bir dönemi temsil eder.) Ve sadece Kürşat’ın aşkına ait hayalleri ile hayata tutunur. Düşlerinde Kürşat’ı çıplak görmektedir. Bununla birlikte düşlerinde bile Kürşatla birlikte olamaz. Henüz hazır olmadığını söyleyerek hayallerinde bile bir erkekle sevişemez. Tahtaya çizdiği figürlerdeki dayı ve anne hatta hayallerinde gördüğü Kürşat’ın babası aslında kendisine yapılan baskının nereden kaynaklandığını bize göstermektedir. 

Ve bir gün Kürşat çıkagelir ve Cazibe için gerçek ve hayal birbirine karışmıştır. Onlarca kez hayal ettiği Kürşat ile birlikte olur. O gece Kürşat’la sevişmelerini izleyen dayısı üzüntüden ölür. Ayrıca Kürşat, sabah mektup bırakarak evden çıkar. Kürşatın gidişi, dayısının kendi yüzünden öldüğünü düşünmesi ve dayısının emekli maaşını da kaybetmeleri onu derin bir öfkeye iter ve eşyaları camdan atarak olaylardan kaçışı delilikte bulur. Annesi Füruzan hanım da yaşanan tüm olaylardan sonra felç geçirerek sessizliğe bürünür. 

Cazibe, Kürşat’tan hamile kaldığını farkeder ve her geçen gün hamileliği daha da belirginleşir.  Ve filmde artan hamam böcekleri dikkat çeker. Böcekler Cazibe’nin bastırdığı cinselliği belirtir. (Id)

Cazibe, Kürşat’a yeniden ulaşmak için bakkalın çırağını evine çağırarak fantezilerinin derinlerine girer. Bu Psikanaliz bir simgedir.

Aslında Cazibe, içine cin girdi diyerek fal bakıp para kazanacak kadar da akıllıdır.

Ve filmde gerçekle hayal arasında kayma yaşanır ve bu seyirciye de geçer ya gerçekten o gece Kürşat gelmediyse ya bu da Cazibe’nin bir hayal ürünüyse ya Cazibe hamile değilse. 

Cinselliğin kötü olarak anlatıldığı bir çevrede büyüyen Cazibe’nin değişimi ve kırılmalarını filmde bol bol izliyoruz.

Toplum ve toplum baskısını, bu baskı altında sıkışıp kalmış kadının cinsel bastırılmışlığının hayatından nasıl sızdığını görüyoruz.

Ve en sonunda da annesine artık kendi hayatını yaşamak istediğini ve kendi yolunda gideceğini söyleyerek evin her yanına kumaşlar sarar. Ve sahne yeniden başa döner. Kayığın içinde küçük Cazibe… 

Ya hiçbiri yaşanmadıysa…

Filme baktığımızda ilk olarak Freud’un “Seksüel gelişim” kuramından bahsedebiliriz. 

Freud’a göre her çocuğun ilk aşkı karşı cinsteki ebeveynidir. Bu kız çocuklarının babaya, oğlan çocukların ise anneye düşkün olması durumuna örnek verilebilir. Bu durum Freud’un seksüel gelişimindeki fallik döneminde (3-6 yaş) yaşanır. Bu dönemin temel haz kaynağı cinseliktir. Çocuk, anne ve babasına karşı arzu duyar. Oedipus ve electra karmaşası olarak adlandırılır. Kişiliğin sağlıklı gelişmesi için bu dönemi çocuklar  düzgün geçirmelidir. Ebeveynler bu dönem çocuklarına sevgi dolu yaklaşmalıdır. 

Ve ergenlik döneminde de bu evre Genital Dönem (12-18 yaş)  olarak adlandırılır. Bu doyum tam olarak tamamlanmazsa ya da bastırılırsa kişiliğinde zedelenmelere sebep olabilir.  Filmde Cazibe karakteri annesinin ve toplumun baskısı ile cinsel dürtülerini sürekli baskılamıştır. Bu anneye duyduğu aşırı bağlılık bir karmaşanın içine düşmesine sebep olmaktadır.

Cazibenin bastırılmış cinselliği, düşler ve fanteziler olarak ortaya çıkar. Fantezileri için ayırdığı bu alt kattaki oda kir ve pistir tıpkı cinsellik gibi. Bilinçdışının bastırdığı cinselliği düşleri aracılığıyla ulaşır Cazibe’ye.

Ayrıca Cazibe, böceklerin odanın dışına çıkmasına izin vermez. Bilinçdışındaki fantezilerin dışa çıkmaması gibi. Bu da Freud’un Bilinç, Bilinçöncesi ve Bilinçdışı dediği kavramlardan bilinçdışına denk gelmektedir. Freud, bilinçdışı için “bireyin farkında olmadığı, istekleri, arzuları, dürtüleri ve duygularını içeren düzeydir” der. Cazibe, hem toplum baskısı hem annesi Füruzan Hanım’ın cinselliğe olan bakışı ile cinselliğini sürekli bastırmıştır.

Ve Cazibe’nin film boyunca düş ve gerçek arasındaki sıkışıp kalması da Freud’un “yapısal kişilik” kuramındaki “id, ego ve süperego” olarak karşımıza çıkmaktadır. 

Id, ilkel benliktir. Id cinsellik gibi açlık gibi ihtiyaçların doyurulmasını ister. Ego, denge hali. Süperego ise toplumdur. Ve süperego, eleştirel hatta kuralcıdır.  

Cazibenin yaşadığı evde annesinin odası üst kattadır. Üst kat süperegoyu ve kendisinin saklandığı fantezileri yaşadığı köhne oda ise id’i temsil etmektedir. Ve annesinin felç olması ile sessizliğe bürünmesi yani süperegonun susması ile Cazibe konuşmaya kavga etmeye başlamıştır. Yani bu id ve süperego kavgasıdır. Şimdiye kadar hep süperego baskın gelmişken artık id kontrolü ele almaya çalışır.

Filmde sallanan sandalyede düş kuran Cazibe için sallanan sandalye çocukluğuna geri dönüşü simgeler. 

Sürekli bir saat sesi duyar ve duvar saati görürüz filmde. Cazibenin fantezilerini ve cinselliğini yaşayamadan geçen zamanı simgeler. 

Kürşatı hayallerinde sürekli çıplak görmesi bastırdığı cinselliğin fantezilerde çıkmasına sebep olur. Cinselliği istemesine rağmen hayallerinde bile hazır olmadığını söylemesi Fredun’un savunma mekanizması diye adlandırdığı ve bireyde çatışmayı ortadan kaldırmak için egonun kendisini korumak amacı ile başvurduğu bir yöntem olarak belirtilir.

Bu arada da Cazibenin dürtülerini bastırması  savunma mekanizmalarında “bastırma” için iyi bir örnek olabilir. 

Bastırma; istenmeyen duygu ya da düşüncelerin bilinçdışına atılarak unutulmasıdır. Ve bu bilince rüyalar, fanteziler ve dil sürçmeleri olarak çıkar.

Filmde de bastırma adı verilen savunma mekanizmasının  fantezi olarak Cazibe’nin hayatında varolduğunu görüyoruz.

Film başladığı sahne ile biter. Ve belki tüm film Cazibe’nin fantezisinden ibarettir.